Temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa, Gel bağışlayalım birbirimizi... -  Turgut Uyar

Temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa, Gel bağışlayalım birbirimizi... -  Turgut Uyar

Günler geçer ve çalışır şafağın değirmeni, Kim bilebilir ki kimi, neyi eskittiğini... Ben ne kadar önemserdim kendimi, hay Allah! Sen ne kadar kumraldın aynalarda, hay Allah! Temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa, Gel bağışlayalım birbirimizi... -  Turgut Uyar

 

Dexter Gordon, Amerikalı tenor saksofoncu, grup şefi, besteci ve aktördür. Caz dünyasının uzun ve yetenekli adamıdır o. Yaklaşık 1.98 cm olan boyu, sahnede dinleyiciler ve müzisyenlerle olan muhteşem enerjili iletişimi, ajiliteden uzak ama asla rastgele olmayan bebop cümleleriyle insanların aklına kazınmıştır caz dünyasında... Cazın ana akım müzisyenlerinden Lester Young onun müzikal hayatının en önemli idollerinden olmuş, müzikal yolculuğuna yön vermiştir. Gordon, doğaçlamalarına bilinen melodilerden bölümler koyarak cazın şov kısmını da önemsemiştir. Lester Young’dan sonra John Coltrane ve Sonny Rollins gibi isimlerin de ona ilham verdiğinden bahsetmiş, müziğine katkılarından dolayı onlara borçlu olduğunu belirtmeyi ihmal etmemiştir.

 

1986 yılında Warner Bros yapımı "Round Midnight" filminde rol almış ve bu rol ile en iyi erkek oyuncu dalında ona  ödül verilmiştir. Ardından bu başarıyı "Awakenings" filmindeki rolüyle devam ettirmiştir.

 

Babası bir doktor olan Gordon, oldukça fakir bir aileden gelmemiş; rahat koşullarda yetişmiş ve iyi bir müzik eğitimi alma fırsatı bulmuştur. Öyle ki; babası Frank Gordon en ünlü caz müzisyenlerinden Duke Ellington ve Lionel Hampton’ın doktorudur. Annesi ise büyük başarılarla adından bahsettiren ünlü bir deniz generalinin kızıdır. 13 yaşındayken klarinetten alto ve tenor saksofona geçmiş; 17 yaşında ise onu profesyonel hayata kavuşturan "Lionel Hampton Orkestrası"nda yerini almıştır. 

 

Illinois Jacquet, Marshal Royal, Fletcher Henderson, Louis Armstrong, Billy Eckstine, Harry Eddison ve Nat King Cole gibi ünlü isimler ile pek çok konser ve kayıt yapmıştır.

 

Dexter Gordon’ın 27 Ağustos 1962 yılında Blue Note şirketinden çıkardığı "Go!"" albümü, Sonny Clark piyanoda, Butch Warren baslarda, Billy Higgins davullarda yer aldıkları aranjmanlar ve bestelerle gerçekleşmiştir. Dinleyicilere büyük keyif veren albüm için hazırladığım yolculuk dilerim ki melodilerle eş zamanlı size de aynı tadı ve heyecanı verebilir:

 

"Bazen bir anı için çalar kapı... Tanıdık bir sokak bile görürüz belleğimizde o hatıra için... Tam da böyle bir ağaç vardı sokağın başında deriz. Tam böyle bir elbise giymiştim o sabah ve insanların uyanır uyanmaz oturup evlerinin altında kahve içip gazete okudukları yerden sızan o kahve ve gazete kokusu tam da bu anıyı ve çocukken okuduğum bir romandaki kadın karakterini hatırlattı diye geçiririz içimizden. O zaman o yüzden mi orada seninle yediğim cheesecake’i sevmiştim ya da o zaman geçtiğim sokağı sevdiğimden mi  kadınla aynı duyguları o sokakta hissetmeyi seçmiştim bilemiyorum... Albümde "cheesecake" parçası eşlik ediyor bu kısımda bana, sorular kafamda ama tadı aklımda... Ya da dur dur hiçbiri... Romanda okuduğum o kadının yaşadığı duyguyu merak ettiğim için miydi gazete ve kahve kokusundan o kadına ve yaşadığı duyguya bürünmem birden... O gün hava yağmurluydu oysa, bugün ne kadar acımasızca güneşli. Gördüğüm yüzler asık ve kasvetliydi o gün, bugünün farkı farklı yüzlerin nedensiz yere gülümsemesi beni gördüklerinde... İnsan değişmekten ne kadar korkarsa korksun evrene dur diyebilir mi? O gün yağan yağmurları üzerime, gözlerime; bugün güneş kurutmuş bile. Buradaysa albümün duygusal bestesi "I’ll guess, I’ll hang my tears out to dry" giriyor devreye güneşle...

 

Buraya kadar elbette kolay gelmemiş romandaki kadın diyorum kendime. Sahilden yürürken seninle konuştuğumuzda, tam orada onun içini merak ettiği yalılar da  vardı. Ben de baktım onlara yürürken seninle o sahilde. Birisi sen tam giderken, veda bile etmezken, balkondan ikinci kere duygularının yüksekliğinden  atlayışını yapıyordu. Bu onun için artık acı verici değildi. Kimse önceden bildiği bir acının ikinci kez katili olmasına izin vermemişti. O da bunu ritmik bir hareketle, kendinden kalanları neşeli bir melodi eşliğinde çöp poşetine koyarak yapacaktı. O anıda işlevini tamamlamışlardı ve yenisi için daima heyecanlıydı. Çünkü o caz severdi, doğaçlamayla her an yeni baştan yorumlardı geçmişi, eskiden bahseder aralarına yeni duygular ve süsleme hikayeler de koyardı. Kadının atlayış ve yeniden doğuş parçası ise "Second Balcony Jump" olarak çalınıyordu duygularına...

 

Eski bir daktilosu vardı. Hızlı yazmak rahatlatıyordu onu, ne de olsa acı çekerken zaman çok yavaştı ve bundan nefret ederdi daima. Kadını hatırlarken ve bunları düşünürken  susuyordum seni duymak için. Sana Cesare Pavese’den bahsedip, şarkımı onun meşhur yaşamak uğraşından cümlesiyle bitireceğim diyordum. Dinlerin en ucuzu aşk, satılıktı. Ve alıcılar çoktan pazar yerini terk etmişlerdi diye devam etmiştim. Ve böylece pek çok caz yorumcusuna ilham veren caz standartı "Love for Sale" bir kez daha ete kemiğe bürünmüştü bile hikayenin bu yerinde...

 

Derken seninle yürüdüğümüz sokağın sonunda başka bir adam göründü. Daha önce rüyamda gördüğüme yemin edebilirdim onu. Belki de geçmiş hayatlarımızda beraber, altında beni beklediği ağacı ekmiştik toprağa. Böyle bir iyiliğin sonucunda bu kabustan uyanabilirim diye düşünmüştüm ancak. Böylece bu anıda kişiler çoğalmıştı. Sen yanımda, sen sandığım çok daha uzakta ve beni bekleyen de  ağacın altındaydı.

 

Gecenin üçü o sabah, her ikisini arkamda bıraktım. O vardı... Orada, kim olduğunu bildiğim bir tanıdıklıkta ve aslında tam bir merhabanın arifesindeydi .Bayrama beş kala Dexter Gordon’ın albümdeki melodileri bu anımın içinden geçti gitti bir bayram neşesi gibi. Aslında bu tüm hayatın özetiydi. Günler geçecek gidecek, çalışacaktı zaman ve şafağın değirmeni... Kim bilebilirdi ki bu yüzden kimi, neyi, neleri eskittiğini... Bu bölümün fon müzikleri ise albümden; "Where are you?" ve "Three o’clock in the morning" olarak almıştı yerini...

 

Aslında hayat bir yoldu ve seninle yürüyenler değişecekti. Kendini yanına aldığın ve daima varoluşun ve yaşadıklarınla doğaçladığın sürece bir caz müziği kadar keyifli ve büyüleyiciydi. Albümün derinliği, bayramın sevinci, anıların yenidenliği tesadüf etti."

 

Dexter’ın içinden benim hatta her birimizin hikâyesine değen melodilerini keyifle dinlemeler sizlere de…

 

Şenay Ocak

 

Cazkolik.com / 14 Temmuz 2022, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Şenay Ocak

Caz vokalisti ve eğitimci Şenay Ocak müzikoloji üzerine yüksek lisans yapıyor, yurtiçi ve dışında caz üzerine akademik çalışmalarını, proje ve eğitimlerini sürdürüyor.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.